Günlerden bir gün, uzak diyarlarda, eski püskü harabelerin arasında yaşayan, masmavi tüylü, taçlı bir ayı vardı. Adı Bearon'du ve ülkesini adaletle yönetirdi. Bearon, dünyanın en nazik ayısıydı ve en sevdiği şey çay partileri düzenlemekti. Tüyleri, havaya göre değişir, çok kabarırsa hava yağmurlu olurdu. Onun asası, baldan yapılmıştı ve aynı zamanda bir bal kepçesiydi. En sevdiği şey, uzun grup sarılmaları yapmak ve minik şapkalar örmekti.
Bir gün, harabelerdeki dostlarına bir çay partisi vermeye karar verdi. "Bu seferki çay partisi çok özel olacak," diye düşündü Bearon, "Çünkü sevgili Sitara ve kuzenleri Duke ve Blue da katılacak!" Sitara, prensesleri, taçları ve kuzenlerini çok severdi. Duke ve Blue da macerayı çok severlerdi. Bearon, partiye başlamadan önce etrafına baktı ve her şeyin hazır olduğundan emin oldu.
Bearon'un davetlileri gelmeye başladığında, harabeler daha da canlandı. İlk olarak Sitara geldi. Üzerinde bir prenses elbisesi ve başının üzerinde parlak bir taç vardı. "Merhaba Bearon!" dedi Sitara, neşeyle. "Çay partisine geldim!" Duke ve Blue da hemen arkasından geldiler. "Biz de geldik Bearon!" diye bağırdılar. "Harabelerde oyun oynamaya bayılırız!"
Bearon, onları kocaman sarıldı ve "Hoş geldiniz!" dedi. "Bu gün harabelerde bir şenlik düzenleyeceğiz." Sofraya geçtiler, her yer rengarenk taşlarla, gizli geçitlerle doluydu. Harabeler, tıpkı Bearon'un tüyleri gibi, neşeyle doluydu. Masaya dizildiler. Pofuduk kekler, çikolatalı kurabiyeler ve tabii ki Bearon'un özel balından yapılmış çaylar vardı. Herkes çaylarını yudumlayıp sohbet ederken, aniden garip bir ses duyuldu. "Hışşşş..." diye bir ses! Hepsi birbirine baktı, merakla. "Bu ses de neydi?" diye sordu Duke.

Bearon, "Merak etmeyin çocuklar, belki de gizemli bir şeydir!" dedi ve heyecanla gülümsedi. "Hadi bakalım, bu gizemi birlikte çözelim!"
İlk olarak, çay partisi için getirdiği koca peteklerinin kayıp olduğunu fark ettiler! Bearon'un çayı için vazgeçilmez olan bu petekler, neredeydi?
Birlikte harabelerde aramaya başladılar. İlk olarak, parlak tünellere girdiler. Tüneller, gökkuşağı renklerindeydi ve içlerinde parıldayan taşlar vardı. Sitara, Duke ve Blue, tünellerde koşuştururken kahkahalar attılar. "Burada mı?" diye bağırdı Blue, elmas gibi parlayan bir taşı işaret ederek.
Sonra, kocaman, zıplayan bir marshmallow köprüsüne rastladılar. Köprü, gökkuşağı renklerindeydi ve her zıplayışlarında tatlı kokular yayıyordu. "Zıplayın bakalım!" dedi Bearon. Çocuklar, kahkahalarla köprüden geçtiler.
Yolda, uzay maceralarına bayılan bir unicornla tanıştılar. Unicorn, onlara harabelerin sırlarını fısıldadı. "Petekleri arıyorsunuz, değil mi?" dedi unicorn. "Onları bulmak için, dostluğun ve işbirliğinin gücüne ihtiyacınız olacak!"

Sonra, tavuklu pilav seven bir kaplanla karşılaştılar. Kaplan, onlara cesaret verdi ve birlikte hareket etmenin önemini anlattı. "Cesaretiniz ve sevginizle her şeyi başarabilirsiniz!" dedi kaplan.
Ve sonra pizzaya bayılan bir köpek yavrusu gördüler. Köpek, onlara ipuçları verdi ve yönlerini bulmalarına yardımcı oldu. "Takım çalışmasıyla her engeli aşabilirsiniz!" dedi köpek.
Sonunda, gizli bir geçitte petekleri buldular. Petekler, küçük bir mağarada saklanıyordu. Peki, onları kim çalmıştı?
Petekleri çalan, harabelerde yaşayan sevimli bir sincaptı. Sincap, balı çok seviyordu ve çay partisi için balı çalmıştı. Ama sonra pişman oldu. Bearon, sincaba kızmak yerine gülümsedi. "Balı seviyorsun, değil mi?" diye sordu.
Sincap utangaç bir şekilde başını salladı. "Evet..." dedi. Bearon, "O zaman gel, birlikte çay partisine katılalım!" dedi.
Ve böylece, herkesin katıldığı büyük bir çay partisi düzenlendi. Unicorn, kaplan, köpek ve sincap da katıldı. Herkes gülüyor, sohbet ediyor ve birlikte eğleniyordu. Bearon, bal kepçesiyle çayları tatlandırdı. Sitara, Duke, Blue ve hsjs çok heyecanlıydılar ve çok eğleniyorlardı. Herkes bir araya geldi, kocaman bir grup sarılması yaptı. Grup sarılması o kadar uzun sürdü ki, neredeyse tüm harabeleri sardı. Bearon, minik şapkalarından birini sincaba verdi ve hep birlikte şarkılar söylediler. O günden sonra, harabelerde daha çok çay partisi düzenlediler, her zaman daha çok sevgi ve işbirliği oldu.