Çok uzaklarda, masmavi suları, yemyeşil palmiye ağaçları ve altın gibi parlayan kumlarıyla bir Vaha vardı. Bu vaha, dünyanın en sıra dışı dostlarına ev sahipliği yapardı. Pola, mavi kulaklı, sevimli bir Kutup Pufuydu. Karlı maceralara bayılır ve sıcacık kucaklamalar verirdi. Bugün, güneş ışınları tenini ısıtırken, Pola tatlı tatlı esnedi. "Keşke kar yağsa," diye iç geçirdi. "Buz gibi maceralara ne dersin?"
Pola'nın bu iç çekişini duyan Noodle, parlak miğferli bir Narval Şövalyesiydi. Noodle, vahanın etrafında dolaşırken, miğferinin üzerindeki özel boynuz parlıyordu. Boynuzu, gizli hazinelerin yerini gösterirdi. "Hazineden çok daha heyecan verici şeyler var," diye cevap verdi Noodle. "Mesela, gizemli bir keşif!" Noodle, her zaman cesur ve maceraperestti.
Tam o sırada, göklerden "Hoo-hoo!" diye bir ses duyuldu. Bu, Glim'di! Mavi renkli, pamuk şekerinden sakallı bir Kar Büyücüsü. Glim, her zaman neşeyle ve sihirle doluydu. "Vaha'nın en değerli kaynağı, 'Şarkı Suyu' kaybolmuş!" dedi Glim. "Onu bulmalıyız!"
Bu, Pola, Noodle ve Glim için yepyeni bir maceranın başlangıcıydı. Pedro, oynamayı ve keşfetmeyi çok severdi, tıpkı kahramanlarımız gibi. İlk önce, vahanın gizemli labirentlerine daldılar. Glim, parıldayan parmaklarıyla, onlara yolu gösteren kar taneleri yarattı. Pola, sıcacık kumların üzerinde dans eden minik kar taneleri yaptı. Noodle, boynuzuyla gizli geçitleri ve tuzakları tespit etti. "Bakın, burada bir şey parlıyor!" dedi Noodle heyecanla. Gizli bir kapı bulmuşlardı.
Kapıyı açtıklarında, onları bir kum fırtınası karşıladı. Fırtına o kadar şiddetliydi ki, göz gözü görmüyordu. "Endişelenmeyin!" diye bağırdı Glim. Glim, bir kar köprüsü yaptı ve dostları güvenle karşıya geçirdi. "Harika!" diye bağırdı Pola.
Kar köprüsünün sonunda, sevimli, kumdan bir cinle karşılaştılar. Cin, etrafta zıplayıp zıpladı, kahkahalarla dolu bir ses çıkardı. "Hoş geldiniz!" dedi cin. "Eğer Şarkı Suyu'nu arıyorsanız, önce benimle bir oyun oynamalısınız!" Pedro, dışarıda oyun oynamayı çok severdi.
Cin, onlara bir futbol topu uzattı. "Haydi, gol atın!" dedi. Pola, Noodle ve Glim, neşeyle oyuna katıldılar. Karakterler, futbol oynamak için bir araya geldiler, topa vurdular ve kahkahalar attılar. Oyun o kadar eğlenceliydi ki, vakit nasıl geçti anlamadılar. Oyunun sonunda, cin onları kutladı ve Şarkı Suyu'na giden yolu gösterdi.
Şarkı Suyu'na geldiklerinde, suyun önü büyük kayalarla kapanmıştı. "Şarkı Suyu'nu açmalıyız!" dedi Glim. Pola, kar taneleri oluşturarak, kayaların etrafında dans etti. Kar taneleri, kayaların arasından geçerek, Şarkı Suyu'nun yolunu gösterdi. Noodle, gücüyle kayaları itmeye başladı. Glim de büyülü parmaklarıyla, kayaları hafifletti.
Kayalar temizlendiğinde, Şarkı Suyu coşkuyla akmaya başladı. Vahanın her yerine su yayıldı, bitkiler canlandı, hayvanlar neşeyle koşuşturdu. "Başardık!" diye bağırdı Pola. "Birlikte çalışarak her şeyi başarabiliriz!" dedi Noodle. Glim de onlara katıldı. "Evet, dostluk ve işbirliği en büyük hazinedir!" dedi.
O günden sonra, vaha her zamankinden daha güzel oldu. Dostlarımız, Şarkı Suyu'nun kenarında oyunlar oynadılar, sıcacık kucaklaşmalar verdiler ve unutulmaz anılar biriktirdiler. Pedro, arkadaşları ve ailesiyle dışarıda oynadığı oyunları ve geçirdiği güzel zamanları hatırladı. Çünkü birlik ve beraberlik içinde yapılan her şey, daha keyifliydi. Ve vaha, dostluk ve sevgiyle doluydu.