Gökyüzünde yüzen adalar varmış, bulutlardan yapılmış kalelerle doluymuş ve her yer rengarenkmiş. Her bir adanın etrafında gökkuşağı kurdeleleri uçuşurmuş, her şeyi daha da güzel yaparmış. Ama bir gün, kurdeleler teker teker kaybolmaya başlamış! İşte tam o sırada, derin gök mavisi kürkü hava durumunu haber veren, taçlı sevimli bir ayı varmış. Adı Kraliyet Tüylüsü Bearon'muş. "Ah, bu gökkuşağı kurdeleleri nerede?" diye endişeyle homurdanmış. "Adalarımız rengini kaybediyor!"

Tam o sırada, yeşil zırhlı, parıldayan boynuzlu bir deniz dostu, Şövalye Noodle belirmiş. Noodle, kayıp hazinelerin peşinden koşarmış. "Gökkuşağı kurdelelerinin kaybolduğunu duydum!" demiş Noodle heyecanla. "Bu bir görev olmalı!" Ve sonra, gök mavisinin tonlarında, neşeyle dönen, konuşan bir çörek olan, Deli Donut belirmiş. Dizzy, en komik şakaları yaparken, her yere konfeti serpermiş. "Biliyorum!" diye bağırmış Dizzy. "Gökkuşağı kurdeleleri kaybolurken garip kahkahalar duydum!" Üçü bir araya gelmişler: Kraliyet Tüylüsü Bearon, Şövalye Noodle ve Deli Donut. Hepsi de kayıp kurdeleleri bulmaya kararlıymış. Noodle'ın deniz kabuklarından yapılmış gemisiyle yola koyulmuşlar. Noodle'ın boynuzu parıldamış, yolu gösteriyormuş. Dizzy dönmeye başlamış ve "Gökkuşağı kurdelelerinin nereye gittiğini bulmalıyız!" demiş. Bearon, "Birlikte yapabiliriz!" diye yanıtlamış.
Şövalye Noodle'ın kabuk gemisi onları yüzen adaların kenarına getirmiş. Orada, Dizzy'nin ortasındaki delikten bir geçit varmış. "Bu, Kahkaha Boyutu'nun kapısı!" diye bağırmış Dizzy heyecanla, ve hemen dönmeye başlamış. Üç kahraman, ışıltılı kapıdan geçmiş. Bir anda kendilerini, her yerin ışıltılı bloklardan yapıldığı bir labirentte bulmuşlar. Labirentin duvarları, gökkuşağı renklerinde parıldıyormuş. Gökkuşağı kurdeleleri ise kaybolan kahkahaların kaynağı olan, neşeli bir bulut yaratığı tarafından çalınmış! Bulut yaratığı, ışıltılı şeyleri toplamayı çok severmiş.

Şövalye Noodle'ın parlayan boynuzu labirentin içinde yolu gösteriyormuş. "Bu labirentin sonuna ulaşmalıyız!" demiş Noodle kararlılıkla. Dizzy dönerek dar geçitlerden geçmiş, hem de şakalar yaparak moral veriyormuş. "Neden bir balık piyano çalmaz? Çünkü notalardan nefret eder!" diye bağırmış Dizzy ve etrafa renkli konfetiler saçılmış. Kraliyet Tüylüsü Bearon ise etrafındaki bulutları inceleyerek, yaratığın nerede saklandığını anlamaya çalışıyormuş. Sonunda, labirentin merkezine ulaşmışlar. Orada, bulut yaratığı, çaldığı kurdeleleri bir yığın yapmış, kahkahalar atıyormuş.
Bearon, bulut yaratığına yaklaşmış ve kibarca, "Merhaba, neden kurdeleleri çaldın?" diye sormuş. Yaratık, "Ben sadece oynamak istedim!" diye yanıtlamış, sesi kahkahalarla doluymuş. Ama Bearon, çok nazikmiş. "Biliyorum, oynamak güzeldir," demiş, "ama bu kurdeleler tüm adalara renk katıyor. Gel, bir çay partisi yapalım!" demiş. Bulut yaratığı ilk başta şaşırmış, sonra yavaşça gülümsemeye başlamış. Birlikte çay içmişler, şakalar yapmışlar, ve bulut yaratığı sonunda kurdeleleri geri vermeye karar vermiş. "Ben sadece arkadaş istiyorum," demiş bulut yaratığı. Ve sonra, üç kahraman ve bulut yaratığı, kurdeleleri tüm adalara geri takmışlar. Dizzy, mutlulukla dönerek her yere konfeti saçmış. Her şey eski rengine kavuşmuş. Gökyüzü yeniden gökkuşağı renkleriyle parıldamış, herkes çok mutluymuş. En önemlisi, herkes yeni bir arkadaş edinmiş, ve güzellikler hep birlikte paylaşılırmış. Kraliyet Tüylüsü Bearon, Şövalye Noodle, Deli Donut ve bulut yaratığı, hep birlikte daha nice güzel maceralara yelken açmışlar.