Bir zamanlar, gökyüzünde yüzen adaların üzerinde yaşayan sevimli bir kutup ayısı vardı. Adı Pola'ydı. Pola, koyu turkuaz kulakları olan, yumuşacık bir kar ayısıydı ve buz gibi maceralara bayılırdı. Aynı zamanda sıcacık kucaklaşmalardan ve Kuzey Işıkları'nda renk değiştiren kürküyle tanınırdı. Ama en önemlisi, dünyanın en güzel sıcak çikolatasını yapardı! Pola, en sevdiği arkadaşı Frizzle ile birlikte yaşıyordu. Frizzle, tüylü, dost canlısı, gökkuşağı renklerinde bir ejderhaydı. Frizzle, ateş yerine ışıltı püskürürdü ve tepelerinde çay partileri yapmaya bayılırdı. Bugün, arkadaşları için uzay temalı bir prenses çay partisi düzenlemeye hazırlanıyorlardı. Hsjs'nin bayılacağı bir şey! Pola, sıcak çikolata için malzemeleri hazırlarken, Frizzle de ışıltılı dekorasyonları yapıyordu. Her şey tamamdı, ta ki garip bir olay olana kadar...

O sırada gökyüzü birden kararmaya başladı. Ama bu sıradan bir kar fırtınası değildi. Kar taneleri kocaman ve tuhaftı. Güneşi kapatmışlardı ve etrafı kasvetli bir havaya bürümüştü. Pola, "Aman Tanrım, bu da ne?" diye şaşkınlıkla bağırdı. Frizzle'ın pulları endişeyle renk değiştirmeye başladı. Genellikle neşeyle parlayan pulları, şimdi koyu mor ve biraz da üzgün görünüyordu. "Bir sorun var," diye tısladı Frizzle. "Bu fırtına farklı. Bir şey onu üzüyor gibi." Pola, Frizzle'a yaklaştı ve "Ne olduğunu anlamalıyız," dedi. "Hadi, bu garip kar fırtınasının kaynağını bulalım!" Böylece, yüzen adalarda, Pola ve Frizzle, bilinmeyene doğru yola koyuldular.

Pola ve Frizzle, tuhaf kar tanelerinin geldiği yöne doğru uçmaya başladılar. Rüzgar sertleşiyor, kar taneleri gittikçe büyüyordu. Frizzle, "Bu kadar büyük kar taneleri görmedim daha önce," diye haykırdı, "Burası çok garip!" Yaklaştıkça, kar tanelerinin arasında devasa, yalnız bir bulut belirdi. Bulut, griydi ve hüzünlü bir şekilde süzülüyordu. Pola, "Sanırım sorun bu bulut," dedi. "Çok üzgün görünüyor." Frizzle, "Evet, pullarım da öyle diyor," diye yanıtladı. "Sanırım onu mutlu etmeliyiz." Pola, "Nasıl?" diye sordu. Frizzle, "Bence ona biraz sevgi vermeliyiz," diye cevapladı. "Peki ya bir sarılma?" Pola, "Harika fikir!" diye bağırdı ve buluta doğru süzüldü. "Merhaba, bulut! Neden bu kadar üzgünsün?" Bulut, hüzünlü bir sesle yanıtladı: "Kendimi yalnız hissediyorum. Kimse benimle oyun oynamıyor." Pola, "Üzülme, biz seninle oyun oynarız!" dedi. "Ve sana sıcacık bir sarılma verebilirim!" Pola, buluta sımsıkı sarıldı. Frizzle, "Ve ben de sana biraz ışıltı verebilirim!" dedi. Frizzle, pullarından parlak, gökkuşağı renklerinde ışıltılar püskürttü. Bulut, önce şaşırdı, sonra yavaşça gülmeye başladı. Gözyaşları, şimdi mutlu kar tanelerine dönüşüyordu. Gökkuşağı renklerindeki kar taneleri, güneş ışığında parıldayarak etrafa yayıldı.
Kar fırtınası durmuş, güneş yeniden parlamıştı. Pola ve Frizzle, bulutun yanından ayrılıp, prenses çay partilerine geri döndüler. Bulut, artık yalnız değildi, yeni arkadaşları vardı. O günden sonra, bulut mutlu kar taneleri yaratmaya başladı ve yüzen adalar her zaman ışıltıyla doluydu. Pola, her zaman en güzel sıcak çikolatasını yapmaya devam etti. Frizzle de ışıltılı dekorasyonlarla her yeri süsledi. Ve hsjs, uzay temalı prenses çay partilerinde neşeyle zıpladı. Herkes mutluydu, çünkü dostluk ve sevgi her zaman en güzel ışıltıyı yaratırdı.