Gökkuşağı Adaları'nda bir zamanlar herkesin yüzü gülüyordu. Ada halkı, Zoggy adında neşeli bir uzay robotunun kahkahalarıyla, kraliyet ailesinden, taç giymiş, sevimli bir ayı olan Bearon'un nazik sevgisiyle ve Peachy adlı, baloncuklu süpürgesiyle uçan, şeker büyüsü yapan sevimli bir cadının tatlı oyunlarıyla doluydu. Fakat bir gün, tuhaf bir şey oldu. Herkesin yüzü asıldı. Kahkahalar kayboldu, mutluluk uçup gitti.
Zoggy, “Bunun üzerine bir oyun oynayalım!” dedi. “Saklambaç mı oynasak? Eğleniriz!” Ama bir sorun vardı. Herkesin yüzü asıktı. Hatta Bearon'un tacı bile normalden daha donuk görünüyordu.

Peachy sihirli değneğini salladı. "Şeker büyüsü yapacağım!" diye bağırdı. "Herkes tekrar gülümseyecek!" Ama büyüsü ters tepti. Lolipoplar ıspanak gibi tat vermeye başladı!
Azal, rengarenk çantalarına düşkündü. Sanki havada bir melankoli vardı ve çanta koleksiyonu bile eskisi kadar parlak görünmüyordu. Arthur, şövalyelerin ve kalelerin hikayelerini seven, zırhlı şövalyelerin olduğu bir dünyayı hayal etti. "Bu bir şövalye görevi gerektiriyor olmalı," dedi. Hao, eski zamanlara ve bilmecelere bayılırdı. Bu gizemi çözmek için bir yol bulmaya çalıştı.

Birlikte, bu garip sorunun nedenini bulmaya karar verdiler. Hepsi birlikte yola koyuldu. Maceraları, hüzün dolu insanların yaşadığı Kara bataklığa götürdü onları. Bu yerin her yanı sisliydi ve sanki mutluluk emiliyordu. Hao, bulmacaların ve bilmecelerin gizemini çözmeye çalışırken, ipuçlarının her zaman mevcut olduğunu fark etti. Arthur bir şövalye gibi, kendilerine bir kale inşa etmeleri gerektiğini düşündü; operasyonlarını yürütecekleri bir yer. Azal, köpekleri severdi ve keşke yanlarında neşelendirecek bir köpek olsaydı diye düşündü. Zoggy, 15 farklı şekle dönüşebiliyordu. Bu yeteneği, tehlikeli arazide ilerlemek için kullanmaları gerekiyordu.
Bearon bilgeliği ve sabrıyla onlara önderlik etti. Yüzlerindeki umut kaybolmaya başlarken, kalplerindeki neşeyi korumak zorundaydılar. Bir süre sonra, üzüntülerinin kaynağını buldular. Bir zamanlar çok mutlu olan ama artık huysuzlaşan bir bulut, herkesin kahkahalarını çalmış ve kocaman, karanlık bir çantaya saklamıştı. Arkadaşlar, bulutu mutlu etmenin ve çalınan kahkahaları geri getirmenin bir yolunu bulmalıydılar.
Nasıl yapacaklarını düşündüler. Peachy yeni bir şeker büyüsü denedi. Hao'nun becerilerini kullanarak renk değiştiren bir şeker tasarladı. Arthur, bulutu oyalamak için şekerden küçük bir kale inşa etti. Zoggy, baloncuk makinesini kullandı ve buluta, mutlu anılarını hatırlatacak göz kamaştırıcı bir baloncuk gösterisi yaptı. Bearon kocaman bir grup sarılması teklif etti, kalbini ısıtmak için. Azal, yanından ayırmadığı çantasını uzattı. Herkesin kahkahalarını çalan bulut, ne kadar bencil davrandığını fark etti. Yüzünde hafif bir tebessüm belirdi ve çaldığı kahkahaları geri verdi. Gökkuşağı Adaları yeniden kahkahalarla doldu. O günden sonra, hep birlikte neşeyle yaşadılar. Sevinçleri paylaşmanın ve başkalarına yardım etmenin, hep eğlenmenin önemini asla unutmadılar.