Peri Köyü, sihirli ve neşeli bir yerdi. Her yer parıldayan çiçeklerle, gökkuşağı renklerinde akan şelalelerle doluydu. Ve tabii ki, peri dostlarımızla! Bu köyde, mutluluğu koruyan çok özel bir toz vardı: Gökkuşağı Tozu! Bu toz, rüyaları mutlu etmek için kullanılırdı.
Bir gün, Prenses Charlotte gibi odası olan, eski masalları ve çay partilerini seven, 9 yaşında tatlı bir kız olan Charlotte, gizemli bir not buldu. Notta şöyle yazıyordu: "Gökkuşağı Tozu kayıp! Rüyalar tehlikede!" Charlotte, bu esrarengiz mesajdan çok heyecanlandı. Hemen macera başlamalıydı!
Tam o sırada, kırmızı mı kırmızı, sevimli mi sevimli bir robot olan Ay Botu Boop, telaşla göründü. "Bip bip! Gökkuşağı Tozu kayıp! Üzgünüm!" diye bağırdı, beeps ve bip sesleriyle. Boop, çocukların rüyalarını toplayan ve onları koruyan bir dosttu. Gözlerinden yıldız kümeleri yansıtabilir, antenleri sayesinde uyuyan çocukların rüyalarını dinleyebilirdi. Üstelik, kucaklamayı çok severdi!

Sonra, mor-mavi renkleriyle parıldayan, uykucu Yıldız Twinkle beliriverdi. Twinkle, çocukların yanına düşer ve onları rahatlatmak için yumuşacık parıltılar yayardı. 7 farklı renkte parlayabilir, en güzel ninnileri bilirdi ve rüya yastıkları yapabilirdi.
Ve en son olarak, gök mavisi renkli, yumuşacık bir dansçı olan Jelibon Ahtapot Wobble geldi. Wobble'ın vücudu, ruh haline göre farklı lezzetlere bürünürdü! On tane koluyla farklı ritimlerde dans edebilir, mürekkebiyle su altında disko ışıkları yaratabilirdi.
"Gökkuşağı Tozu'nu bulmalıyız!" dedi Charlotte kararlılıkla. Boop'un anteni, Charlotte'un odasından yayılan bir "çay partisi" rüyası yakalamıştı. Hemen Charlotte'un yanına gitmeye karar verdiler. Peri köyünden, Charlotte'un odasına doğru yola çıktılar. Odaya vardıklarında, kendilerini bir prenses şatosunun içinde buldular. Duvarlar pembe, perdeler altın sarısı, her yer parıl parıldı.
Charlotte, onlara kapıyı açtığında gözleri faltaşı gibi açıldı. "Merhaba! Hoş geldiniz!" dedi heyecanla. Boop, Twinkle ve Wobble, Charlotte'a Gökkuşağı Tozu'nun kaybolduğunu ve bunun rüyaları nasıl etkileyeceğini anlattılar. Charlotte, eski masallardan öğrendiklerini hatırladı. "Yardım etmek istiyorum!" dedi. Hemen bir plan yaptılar. Gökkuşağı Tozu'nun en son, Fısıltı Ormanı'nda görüldüğü bilgisine ulaştılar. Bu orman, gölgeleriyle ünlüydü.

Yola koyuldular. Yolda, kayıp toza ait, parıldayan mavi ışık izleri buldular. Wobble'ın dansları sayesinde, geçilmesi zor yerlerden kolayca geçtiler. Twinkle'ın yumuşacık parıltıları, karanlıkta yolu aydınlattı. Amaçlarına ulaşmaları uzun sürmedi. Bir ağacın altında, huysuz bir bahçe cücesi buldular. Cüce, tozu almıştı!
Cüce, ismini Gurur olarak açıkladı. Yüzü asıktı, çünkü yalnızdı. Gökkuşağı Tozu ile ormanı sessiz yapmıştı. Çünkü çok fazla kuş sesi duymaktan yorulmuştu. Charlotte, Gurur'a baktı ve onun aslında sadece arkadaş istediğini anladı. "Belki de sen de bizimle eğlenmek istersin?" dedi. Charlotte, bir an duraksadı ve aniden aklına bir fikir geldi. "Bir çay partisi düzenleyebiliriz!" dedi heyecanla.
Charlotte, arkadaşlarından yardım istedi. Hemen hazırlıklara başladılar. Gurur'a, özel bir çay partisi hazırladılar. Kekler, kurabiyeler ve rengarenk içecekler hazırladılar. Boop, gözlerinden yıldız kümeleri yansıttı. Wobble'ın müzikleriyle parti daha da eğlenceli hale geldi. Twinkle, tüm renkleriyle parladı. Herkes çok eğleniyordu. Gurur'un yüzü gülmeye başladı. Çünkü ilk defa bu kadar çok arkadaşı olmuştu.
Gurur, onların bu iyiliği karşısında Gökkuşağı Tozu'nu geri verdi. Hep birlikte Gökkuşağı Tozu'nu Peri Köyü'ne geri götürdüler. Bu macerada, arkadaşlığın her şeyden değerli olduğunu öğrendiler. Boop, Twinkle ve Wobble, kalpleri mutlulukla dolu bir şekilde Peri Köyü'ne döndüler. Charlotte ise arkadaşlarının büyüsünü hissetti. O günden sonra, Charlotte ve arkadaşları, daha da sıkı dost oldular. Ve her zaman Gökkuşağı Tozu gibi parıldayan, mutluluk dolu anılar biriktirdiler!