Güneşli Kumsal, parlak kumları ve gökkuşağı renklerindeki dalgalarıyla ünlüydü. Burada, Noodle adında cesur bir Narval Şövalyesi yaşarmış. Noodle'ın zırhı büyülü deniz kabuklarından yapılmıştı ve boynuzunun ucunda gizli hazineleri bulan bir parıltı vardı. Bugün, boynuzu yeşil renkte parlıyordu, bu da yakında bir hazine olduğunu gösteriyordu!
Noodle, neşeyle "Güneşli Kumsal'da bir hazine mi?" diye bağırdı. Yanında, parlak pembe yaprakları ve güneşe her dokunduğunda kıkırdayan Clover adında sevimli bir Orman Filizi vardı. Clover, doğayla konuşabilirdi ve mutlu olduğunda etrafa doğal parfümler yayardı. "Hadi, Noodle!" dedi Clover, "Gizemli hazinenin peşine düşelim!"

Birlikte kumsalda yürümeye başladılar. Sitara prensesleri çok severdi ve Noodle ile Clover sanki bir prensesin kayıp tacını arıyorlarmış gibi hissettiler. Aditi, sihir ve tarihle ilgili her şeyi bilirdi ve bu hazinenin de sihirli olabileceğinden emindi. Kumda yürürken, "Acaba bu hazine nedir?" diye sordu Clover. Noodle, "Bilmiyorum, ama boynuzum bana yol gösterecek," diye cevap verdi.
Boynuzları, onları kumsalda, devasa deniz yıldızlarının ve renkli midyelerin olduğu bir noktaya yöneltti. Orada, denizin altında parıldayan, bir sürü taç buldular! Ancak, bu taçlar kime aitti? Noodle, "Bu taçlar kayıp!" diye bağırdı. Clover, "Sanırım birileri taçları çalmış," dedi endişeyle.
Birden, yakındaki bir kayanın arkasından, "Hazine mi dediniz?" diye tatlı bir ses duyuldu. Bu ses, Duke ve Blue adında iki minik yengeçten geliyordu. Onlar, kumsaldaki en iyi arkadaşlardı ve her zaman eğlenceli oyunlar bulurlardı. Duke, "Biz taçları almadık, sadece onlara bakıyorduk," dedi. Blue, "Evet, onlar çok güzel ve parlıyorlar!" diye ekledi.

Noodle ve Clover, taçların sırrını çözmek için bir dizi bilmeceyle karşılaştılar. İlk bilmece, "Deniz kabuklarının sesi nerede yankılanır?" şeklindeydi. Clover, bitkilerle konuşabilme yeteneğini kullanarak, bir deniz kabuğu kabilesi buldu ve onlardan cevabı öğrendi: "Kayanın altında!"
İkinci bilmece ise, "Tarihin en değerli mücevherleri nerede saklanır?" şeklindeydi. Aditi, bu bilmecenin cevabını bulmak için tarihi kitapları inceledi ve cevabın, "Eski bir mağarada!" olduğunu buldu. Noodle ve Clover, mağaraya ulaştıklarında, bir dizi tuzakla karşılaştılar. Ancak, Noodle'ın cesareti ve Clover'ın zekası sayesinde tüm tuzakları aştılar.
Son bilmece, "Taçlar kimin içindi?" şeklindeydi. Bu bilmecenin cevabı, aslında çok basit bir gerçeği gösteriyordu: "Taçlar, yengeçlerin kumdan yaptığı şatoları süslemek için kullanılıyordu!" Yengeçler, taçları sadece eğlenmek için almışlardı. Noodle ve Clover, yengeçlerle konuştuktan sonra, taçların prenseslere ait olduğunu ve onlara geri verilmesi gerektiğini anladılar.
Noodle, yengeçlere, taçları iade etmeleri gerektiğini nazikçe açıkladı. Yengeçler de taçları gönüllü olarak iade etti. Daha sonra, hep birlikte bir pizza partisi düzenlediler! Sitara'nın en sevdiği sosu olmayan pizzaları da vardı! Herkes çok eğlendi ve arkadaşlığın, hazinelerden daha değerli olduğunu anladı. Noodle ve Clover, yengeçlerle birlikte, bütün prenseslere taçları geri verdiler. O günden sonra, Güneşli Kumsal'da, kahkahalar ve dostluk hiç bitmedi.