Bir zamanlar, sihirli Kristal Mağaraları'nda yaşayan üç arkadaş vardı: Prens Korsan Ayı, Kırmızı Boop Ay Robotu ve Uçan Donut Döndürcük. Prens Korsan Ayı, pembe renkli, altın taçlı, korsan göz bandajlı cesur bir ayıydı. Orman yaratıklarıyla konuşabilirdi, 37 farklı tacı vardı ve bal çayı içmeyi çok severdi. Boop Ay Robotu, kırmızı renkli, Ay'dan gelen minik bir robottu. Uykulu çocukların rüyalarını alıcısıyla yakalar, gözlerinden yıldız takımyıldızları yansıtabilir, uzay tozundan dilek tozu yapardı ve arkadaşlığa bayılırdı. Döndürcük ise gök mavisi renkli, en komik şakaları anlatırken konfeti serpen, dönmeyi ve uçmayı çok seven bir donuttu. Deliği, Kahkaha Boyutu'na açılan bir portaldı ve heyecanlandığında "vııııı" sesi çıkarırdı.

Bir gün, Kristal Mağaraları'nda garip bir ışık parladı. Işık, Prens Korsan Ayı, Boop ve Döndürcük'ü bir göreve çağırdı. Boop'un antenleri, bir unicorn'dan gelen bir yardım sinyali yakaladı. "Yardım edin!" diye çığlık atıyordu. "Kristal Mağaraları'nda hapsoldum!" Prens Korsan Ayı, "Sorun değil!" dedi, "Hemen geliyoruz!" Koleksiyonundaki taçlardan hangisini kullanması gerektiğini düşündü. Hangisi en iyi koruma sağlardı? Döndürcük, "Ben onları hızlıca oraya götürebilirim!" dedi. "Dönerek her yere girebilirim!" Isabelle çizim yapmayı sevdiği için, harita çizmek de çok iyi olurdu. Bu yüzden Kristal Mağaraları'nın bir haritasını çizdiler.

Üç arkadaş, parıldayan Kristal Mağaraları'na girdiler. Mağaralar, her yerinde parlayan kristallerle doluydu ve labirent gibi dolambaçlı yollara sahipti. İlk önce bir bilmece ile karşılaştılar. Vivek bulmacaları çözmeyi çok severdi, bu yüzden ilk başta bir bilmece çözmeleri gerekiyordu. Bilmece şuydu: "Benim bir ağzım var ama hiç konuşamam, bir yatağım var ama hiç uyuyamam." Prens Korsan Ayı düşündü, Boop düşündü, Döndürcük döndü. Sonunda, "Kitap!" diye bağırdı Döndürcük. Bilmeceyi çözdüler ve yola devam ettiler. Aniden, gölgeler belirdi! Gölge Sprite'ları! Onlar neşeden ve kahkahadan hoşlanmazdı! Döndürcük şakalar anlatmaya ve dönmeye başladı ve her yeri konfetiyle doldurdu. Boop, gözlerinden yıldız takımyıldızları yansıttı. Bu, Sprite'ların yolu bulmasını zorlaştırdı. Sprite'lar, çocuklar için sıkıcı dersler yaratmaya çalıştılar, ama Prens Korsan Ayı, Boop ve Döndürcük, arkadaşlıkları ve güçleriyle kendilerini korudular. Sonra, Sprite'ların koruduğu bir başka bilmeceyle karşılaştılar. Şöyleydi: "Ne kadar çok alırsan o kadar geride bırakırsın." Cevap mı? Ayak izleri. Oscar, hayvanları ve gizemleri severdi ve bu gizemi çözebilirlerdi.
En sonunda unicorn'u buldular. Ama çok üzgündü. Shadow Sprite'ları, neşesini emmek için karanlık bir kristal kullanıyordu. Prens Korsan Ayı, taçlarını kullanarak dikkatlerini dağıttı. Döndürcük, Kahkaha Boyutu'na bir portal açtı. Boop, unicorn'a yardım etmek için dilek tozunu kullandı. Unicorn, özgür kaldı ve mutluluktan bir gökkuşağı yaydı. Gökkuşağı, Shadow Sprite'larını yok etti! Artık gitmek zorundaydılar ama güzel bir gün geçirmişlerdi. Prens Korsan Ayı, Döndürcük ve Boop, Kristal Mağaraları'ndan döndüler. Arkadaşlığın gücünü ve başkalarına yardım etmenin ne kadar önemli olduğunu anlamışlardı. Bal çayı içtiler, arkadaşlıklarını kutladılar ve yıldızlarla dolu gökyüzünü izlediler. Unicorn, başkaları nazik olmasa bile nazik olmanın değerini öğrenmişti.