Bir zamanlar, Spooky Ormanı adında, biraz ürkütücü ama bir o kadar da büyülü bir orman varmış. Jahaan, Sitara ve hsjs, kuzenleri Duke ve Blue'yu ziyarete gitmişlerdi. Duke ve Blue, eski, yırtık pırtık bir harita bulmuşlar. Haritada, Spooky Ormanı'nın derinliklerinde gizli bir hazine olduğu yazılıymış! Haritaya dokunduklarında, üzerinden minik parıltılar düşüyordu, tıpkı sihirli gibi! "Vay canına, hazine mi?" diye bağırdı Jahaan, gözleri parlayarak. Sitara, pembe tacını düzeltip, "Hazineyi bulmalıyız!" dedi. Hsjs de merakla etrafa bakınıyordu.
Anneleri ve babaları, "Spooky Ormanı'na gitmek biraz korkutucu olabilir," dedi. Ama Jahaan, Sitara, hsjs, Duke ve Blue bu maceraya atılmaya çok kararlıydılar. Haritayı dikkatlice incelediler. Harita, ormanın içinden geçip, bir derenin yanından geçerek, eski bir ağacın altına ulaşmalarını söylüyordu. Bu arada, ormanda, tatlı mı tatlı, minicik mi minicik, vanilya kokulu Mimi Marshmallow Perisi yaşıyordu. Mimi, pembe rengindeydi ve tatlı dilekleri gerçekleştirebilirdi. Ayrıca, kötü rüyaları tatlı şekerlemelere çevirme gibi sihirli bir yeteneği vardı. Mimi'nin evi, bir çay fincanının içindeydi ve her zaman şeker parıltılarıyla doluydu.
Bir de, gökyüzünden inip çocukların yanına sokulmayı seven, uykucu Twinkle Yıldızı vardı. Twinkle'ın rengi morumsu maviydi ve yedi farklı renkte parlayabiliyordu. Her zaman mırıldanılan tüm ninnileri bilirdi ve rüya yastıkları yapabilirdi, böylece çocuklar bütün gece mutlu filmler izleyebilirdi. Jahaan, Sitara, hsjs, Duke ve Blue, haritayı takip ederek ormanın içine doğru yola koyuldular. Ağaçların yaprakları hışır hışır ses çıkarıyor, Mimi'nin bıraktığı şeker parıltıları yolu aydınlatıyordu. "Burada gizemli bir şey var," dedi Jahaan heyecanla.
Ormanın derinliklerine indikçe, karşılarına huysuz bir Goblin çıktı. Goblin, yapışkan elleri ve sivri dişleriyle, Twinkle'ın uyku dolu yastıklarını topladığı özel kesesini çalmıştı! Goblin, inşaat ekipmanlarına bayılırdı. "Bana bakın küçükler!" diye homurdandı Goblin. "Bu kese benim!"
Mimi ve Twinkle, çocuklara yardım etmek için hemen oraya geldiler. "O keseyi geri almalıyız!" dedi Mimi, tatlı sesiyle. Twinkle, göz kırpıp, "Yoksa tüm çocuklar kötü rüyalar görecek!" diye ekledi. Jahaan hemen aklına bir fikir geldi. "Ben Goblin'e bir köprü yapabilirim!" dedi, inşaat araçlarına olan sevgisini hatırlayarak. Duke ve Blue da yardım etmeye karar verdi. Sitara ise Goblin'e güzel bir taç yapmak istedi. "Belki o zaman bizi dinler!" dedi.
Çocuklar, ormanda buldukları dalları ve taşları kullanarak derenin üzerine harika bir köprü inşa ettiler. Jahaan, küreklerini ve kamyonlarını kullanarak köprüyü daha sağlam hale getirdi. Sitara, bir taç yapmak için çiçekler ve yapraklar topladı. Blue ve Duke, Goblin'e yaklaşarak nazikçe konuştular. Hsjs, Goblin'e gülümsedi ve onunla arkadaş olmak istediğini söyledi. Goblin, önce biraz şaşırdı. Çünkü kimse ona karşı bu kadar nazik davranmamıştı. Jahaan, cebinden çıkardığı fıstık ezmeli sandviçten bir parça Goblin'e uzattı. Goblin, fıstık ezmesini hiç tatmamıştı. Biraz tereddüt ettikten sonra sandviçi aldı ve yedi. "Hmm, bu hiç de fena değil!" dedi.
Sitara, hazırladığı tacı Goblin'e taktı. Goblin, tacı takınca kendini çok özel hissetti. Hsjs'in sevgisi ve dostluğu Goblin'in kalbini yumuşattı. Mimi ve Twinkle da Goblin'e tatlı sözler söylediler. Sonunda, Goblin keseyi geri vermeye razı oldu. Goblin, artık yalnız olmadığını ve arkadaşlarının olduğunu anladı.
Kese geri alındıktan sonra, kötü rüyalar kayboldu. Çocuklar, Mimi ve Twinkle ile birlikte, ormanda bir piknik yaptılar. Pizza (sossuz) yediler, mutlu rüyalar gördüler. Jahaan, oyuncak uçaklarıyla uçtu, Sitara ve hsjs prenses oyunları oynadılar. Ve hazine ne miydi? Parlayan yıldız şeklinde şekerlemelerden oluşan bir koleksiyon! Hep birlikte, mutlu bir şekilde ormandan ayrıldılar. O günden sonra, Goblin de artık daha sevecen biri olmuştu. Çünkü arkadaşlığın, tatlılığın ve nazik olmanın gücünü öğrenmişti. Spooky Ormanı artık o kadar da ürkütücü değildi, daha çok sihirli bir yerdi!