Uzun zaman önce, masalsı bir yerde, renkli mantar evlerin ve parıldayan çiçeklerin arasında, Peri Köyü vardı. Her yıl, Peri Köyü'nde, tüm perilerin ve sihirli yaratıkların bir araya geldiği büyük bir şölen düzenlenirdi. Bu şölenin en önemli etkinliği ise pizza yapma yarışmasıydı! Köyün en iyi pizzası, hiç sos kullanmadan yapılan özel pizzasıyla Prenses Sitara tarafından yapılırdı. Prenses Sitara, sihirli bir tarif kullanarak, pizzalarına mutluluk ve neşe katardı.
Bu yılki şölen günü gelip çatmıştı. Köy, heyecanla doluydu. Herkes en iyi pizzalarını yapmak için hazırlık yapıyordu. Ama bir sorun vardı! Prenses Sitara'nın meşhur, sos kullanmadığı pizzası kaybolmuştu! Köyde bir panik havası esti. "Pizza nerede?" diye fısıldaştılar periler. "Şölen pizzası olmadan nasıl olacak?"

Tam o sırada, koyu turkuaz renkli, süper kahraman bir brokoli olan Sprout ortaya çıktı! Sprout, "Endişelenmeyin, ben bu gizemi çözebilirim!" dedi. Sprout'un yeşil pelerini rüzgarda dalgalanıyordu. Onun en büyük özelliği, sebzelerle telepatik olarak konuşabilmesiydi. Yanında ise, dönerken rengarenk konfetiler saçan, neşeli bir uçan donut olan Dizzy vardı. Dizzy, "Ben de sana yardım edeceğim!" diye bağırdı. "Kimse pizzadan daha eğlenceli olamaz!"
Sprout ve Dizzy, kayıp pizzayı bulmak için yola koyuldular. Sprout, diğer sebzelerle konuşarak ipuçları aramaya başladı. Havuçlar, turplar ve diğer sebzeler, Sprout'a yardım etmek için ellerinden geleni yaptılar. Dizzy ise, hızlıca dönerek ve ardından gökkuşağı renkli konfetiler saçarak ipuçlarını takip etti. Konfetiler, kayıp pizzanın izini gösteriyordu.
İpuçları, onları ormana götürdü. Ormanda, havuçlardan ve turplardan yapılmış, kocaman bir 'tren' ile karşılaştılar. Bu tren, Jahaan adında küçük bir çocuğun favori oyuncağına çok benziyordu! Sprout, trenin yanına yaklaştı ve sebzelerle konuştu. "Pizzayı gören oldu mu?" diye sordu. Sebzeler, pizzayı görmediklerini ama ilginç bir koku aldıklarını söylediler. Dizzy, kokuyu takip etti ve onu ormanın derinliklerine götürdü.

İpuçları, onları şelalelerin ve sihirli ağaçların yanından geçirdi. Geçtikleri her yerde, Dizzy'nin konfetileri kayıp pizzanın izini takip ediyordu. Ama birden, konfetiler durdu. İzler kaybolmuştu. Sprout ve Dizzy, şaşkınlıkla birbirlerine baktılar. Ne yapacaklarını bilemiyorlardı.
Dizzy, "Belki de gözden kaçırdığımız bir şey var?" dedi. Sprout, düşünceli bir şekilde etrafa bakındı. Sonra, Dizzy'nin o kadar çok dikkatli olduğunu fark etti ki, "Doğru!" dedi. "Bizim görmediğimiz bir şey var." Dizzy, küçük, çamurlu bir patinin izini fark etti. "Bu... Bu Duke'un patisi!" dedi Dizzy. Duke, Prenses Sitara'nın sevimli köpeğiydi.
Sprout ve Dizzy, hemen Prenses Sitara'nın evine gittiler. Evin bahçesinde, devasa bir mantar gördüler. Sprout, süper gücünü kullanarak mantarı kaldırdı. Ve işte! Mantarın altında, Prenses Sitara'nın kayıp pizzası duruyordu! Pizzanın üzerinde, küçük bir not vardı: "Sevgili Duke'uma sürpriz!"
Meğerse Prenses Sitara, Duke'a özel bir sürpriz yapmak istemiş ve pizzayı onun için saklamıştı. Sprout ve Dizzy, pizzayı alıp şölene geri döndüler. Herkes, pizzayı görünce çok sevindi. Prenses Sitara, pizza yarışmasını kazandı ve herkesle pizzayı paylaştı. O gün, Peri Köyü'nde dostluğun, işbirliğinin ve farklılıkları kabul etmenin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anladılar.