
Bir zamanlar, sihirli bir şatoda, Pembe Prens Korsan Ayı yaşarmış. Şatonun duvarları, kurtardığı oyuncak ayıların portreleriyle süslüymüş ve koridorlarda koşuşturup dururlarmış. Odalarda unicorn heykelleri ve resim çizme odaları varmış, Olivia ve Emily'nin sevebileceği türden! Üstelik her köşede bal çayı çeşmeleri akarmış! Prens Korsan Ayı'nın tahtı, 37 farklı taç koleksiyonuyla taçlandırılmıştı. Gözünde korsan yaması, başında altın tacı ve sımsıcak pembe kürküyle, ülkesini korurmuş. Orman yaratıklarıyla konuşabilirmiş ve onlara hep yardım edermiş. Bir gün, şatonun Gökkuşağı Köprüsü'nün renkleri kaybolmuş. Gökkuşağı Köprüsü, Pamuk Deniz'ine uzanır ve tüm ülkeyi birbirine bağlardı. Üstelik ülkenin üzerine garip bir gölge düşmüş. Prens Korsan Ayı, hemen harekete geçmeliydi! "Bu işin üstesinden gelmeliyim!" diye kükremiş, ama sesi daha çok "mırrr" gibi çıkmış. Çünkü Prens Korsan Ayı, aynı zamanda dünyanın en sevgi dolu ayısıymış. Görevine başlamadan önce bir ipucu bulmuş. Bir çizim! Kayıp bir unicorn mücevherinin çizimi! Mücevher, gökkuşağının renklerini geri getirebilecek tek şeymiş.

Prens Korsan Ayı, çizime bakarak, ilk iş olarak orman yaratıklarından yardım istemeye karar vermiş. "Sevgili dostlarım, bu kayıp mücevheri bulmam için bana yardım eder misiniz?" diye sormuş. Küçük sincaplar, konuşan baykuşlar ve dans eden kelebekler hep bir ağızdan, "Elbette, Prens!" demişler. Ormanın içinden, kristal nehirlerin üzerinden geçmişler. Bir prenses temalı odada, birçok yavru köpekçik havlamış, sanki eğlenceli bir konser veriyorlarmış! Prens, köpeklerin havlamalarından çok keyif almış. Odada birbirinden farklı bulmacalar varmış. Prens Korsan Ayı, bu bulmacaları akıllıca çözmüş. Daha sonra, sevimli cinler, prensi bilmecelerle sınamışlar. Prens, tüm bilmeceleri doğru cevaplamış. Yolda, örümcek şekilli gölgeler belirmiş ama Prens Korsan Ayı, onlara hiç aldırmamış. Onun için önemli olan, arkadaşlarına ve krallığına yardım etmekmiş. Yolculukları sırasında, bir mağaraya rastlamışlar. Mağaranın girişinde, kocaman bir goblin duruyormuş. Goblin, Prens'in yolunu keserek kükremiş: "Buradan geçemezsin! Bu mücevheri koruyorum!" Prens Korsan Ayı, goblinle kavga etmek yerine, nazikçe konuşmuş. "Sevgili Goblin, bu mücevhere ihtiyacım var. Gökkuşağı Köprüsü'nün renklerini geri getirmem lazım. Yoksa, tüm krallık kararacak!" demiş. Goblin, birazcık mırıldanmış ama sonunda Prens'in iyi niyetine inanmış. Goblin, Prens'ten bir bilmece çözmesini istemiş. Prens, bilmeceyi hemen çözmüş! Goblin, gülümseyerek mücevheri Prens'e vermiş.
Prens Korsan Ayı, unicorn mücevherini alıp Gökkuşağı Köprüsü'ne geri dönmüş. Mücevheri köprüye yerleştirir yerleştirmez, köprünün renkleri yeniden parlamaya başlamış! Gökyüzü gökkuşağıyla dolmuş ve gölge kaybolmuş. Krallık, büyük bir kutlama yapmış. Herkes bal çaylarından içmiş ve Prens'in 37 tacını da takıp, taçlarını renklendirmişler. Prens Korsan Ayı, arkadaşlarıyla dans etmiş, hep birlikte eğlenmişler. Prens, o gün çok önemli bir şey öğrenmiş. Cesaret, nezaket ve birazcık eğlenceyle her zorluğun üstesinden gelinebilirmiş. Üstelik, dostlarınla bir olmak her şeyi daha da güzelleştirirmiş! Prens Korsan Ayı, artık daha da mutluymuş. Çünkü, krallığının renklerini geri getirmiş ve dostlarının yüzünü güldürmüş. Prens, arkadaşlarına bir kez daha sımsıcak sarılmış ve onların ne kadar değerli olduğunu anlamış.