Gökkuşağı Zirvesi'ne hoş geldiniz! Burada güneş her zaman parlar ve gökkuşağı renkleriyle dans ederdi. Zirvenin tepesinde, pembe taçlı ve korsan göz bandajlı Prens Korsan Ayı yaşıyordu. Prens Ayı, krallığını hem nezaketle hem de kocaman sevgi dolu sarılmalarıyla korurdu. Bugün, prensimiz özel bir çay partisi hazırlıyordu! "Çay partisi için her şey hazır mıymış acaba?" diye mırıldandı Prens Ayı, altın tacını hafifçe düzelterek.
Tam o sırada, tatlı bir koku Gökkuşağı Zirvesi'ni sardı. "Vaaay!" diye sevinçle bağırdı Prens Ayı. Gelen, şeker parıltılarıyla iz bırakan, vanilya kokulu Dilek Perisi Mimi'ydi! Mimi, minicik bir evde, bir çay fincanının içinde yaşardı. Her zaman sıcak bir gülümsemesi ve herkese güzel dilekler vermek için hazır bekleyen bir kalbi vardı. "Merhaba Prens Ayı! Bugün çok eğlenceli bir çay partisi olacak!" dedi Mimi, neşeyle. "Ve inan bana, bu seferki çay partisi çok daha özel olacak!"
Mimi, sihirli parmaklarını şıklattı ve her şey marshmallow gibi kokmaya başladı. Tatlı kokular havada dans ederken, Prens Ayı'nın gözleri parladı. "Harika!" dedi Prens Ayı. "Bana en sevdiğim bal çayı demlemesi için yardım edebilir misin?" Mimi gülümsedi ve sihirli gücüyle bal çayını hazırladı. O sırada, Gökkuşağı Zirvesi'ne doğru parıldayan bir şey yaklaşıyordu. "Ve işte geliyor!" diye bağırdı Mimi.
Gelen, parıldayan zırhıyla Noodle Şövalye Balinası'ydı. Noodle, boynuzunun hazineye yakın olduğunda parlamasıyla ünlüydü. Noodle aynı zamanda 7 dakika 7 saniye boyunca su altında nefes alabilirdi. "Selam millet!" diye seslendi Noodle, neşeyle. Noodle’ın zırhı büyülü deniz kabuklarından yapılmıştı, her zaman parlaktı ve her zaman kahkahalarla doluydu. Noodle, Prens Ayı'nın en iyi dostuydu ve birlikte birçok maceraya atılmışlardı.
Çay partisi başladı, danslar edildi ve kahkahalar yankılandı. Prens Ayı, Mimi ve Noodle, en sevdikleri çay fincanlarından çaylarını yudumladılar. Fakat bir anda bir sessizlik çöktü. Altın demlik kaybolmuştu! “Aman Tanrım!” diye bağırdı Mimi. "Altın demlik nerede? Bu kadar özel bir gün için hazırlanmıştı!" Prens Ayı, "Sakin olun! Hemen bulacağız!" dedi. Noodle'ın boynuzu hafifçe parladı. “Bir iz var!” dedi Noodle, ciddiyetle. "Dağdan aşağı doğru iniyor!"
Birlikte yola koyuldular. Prens Ayı, cesurca öne atıldı. Mimi, şeker parıltılarıyla yolu aydınlattı. Noodle ise boynuzuyla izleri takip etti. Yolda, rengarenk manzaralar ve komik olaylarla karşılaştılar. Birkaç tavşanla dans ettiler, konuşan çiçeklerle sohbet ettiler ve dans eden bir şelalenin yanından geçtiler. Noodle'ın boynuzu, izlerin bir mağaraya doğru gittiğini gösterdi.
Mağaraya girdiklerinde, gözlerine inanamadılar! İçeride, yaramaz orman cinleri vardı! Orman cinleri, ağaçların ve çiçeklerin ruhlarıydı, genellikle çok neşeli ve yaramaz olurlardı. Altın demlik, cinlerin elindeydi! Cinler, demliği kendi çay partileri için çalmışlardı!
Cinlerin lideri, "Merhaba! Biz sadece biraz eğlenmek istedik!" dedi. Prens Ayı, hemen bir çözüm buldu. "Eğlenmek mi istiyorsunuz? O zaman birlikte dans edelim!" dedi. Prens Ayı, Mimi ve Noodle, cinlerle birlikte neşeyle dans etmeye başladılar. Dans eden bir şelalenin yakınında, hep birlikte kahkahalarla doldu. Ardından, çay partisi tekrar başladı. Cinler, Prens Ayı, Mimi ve Noodle ile birlikte çaylarını yudumladılar ve tatlı kurabiyeler yediler. Altın demlik, tekrar eski yerini almıştı.
O günden sonra, Gökkuşağı Zirvesi'nde dostluk ve neşe hiç eksik olmadı. Prens Ayı, Mimi ve Noodle, cinlerle birlikte her zaman eğlendiler. Ve her zaman, paylaşmanın ve farklılıklara saygı duymanın ne kadar önemli olduğunu hatırladılar. Ve elbette, her zaman en sevdiğim bal çayını içtiler! Çünkü birlikte olmak, her zaman en güzel şeydi. Sonra hep birlikte şarkı söylediler ve dans ettiler. Şarkı, dostluğun ve sevginin şarkısıydı. Ve o gün, Gökkuşağı Zirvesi'nde, her şey çok güzeldi.