Bir zamanlar, sihirli bir şatoda, birbirinden farklı ve eğlenceli yaratıklar yaşarmış. Bu şatoda, Zoggy adında, somon renginde, uzaydan gelmiş, kahkahalarla çalışan bir robot dost, Kral Bearon adında, gök mavisi tüyleriyle hava durumunu tahmin edebilen, taçlı bir ayı ve Wobble adında, deniz mavisi renginde, ruh haline göre tadı değişen, esnek bir ahtapot varmış.
Zoggy, 15 farklı şekle dönüşebilen, acil durumlarda baloncuk makinesi olan ve 42 farklı uzay dilinde konuşabilen, enerjik bir robottu. Bearon, en uzun grup sarılma rekorunu elinde tutan, balını kepçeyle çıkaran ve minik şapkalar ören, bilge bir kraldı. Wobble ise her bir kolu farklı bir ritimde dans edebilen, mürekkebiyle su altında geçici diskolar yaratabilen, neşeli bir dansçıydı.
Şatodaki herkes, Yüksek Tepeler'de yapılacak büyük bir spor gününe hazırlanıyordu. Daniel adında, spor yapmaya bayılan, koşmayı seven küçük bir çocuk, spor gününde yarışacağı hayaller kuruyordu. "Koşmak için sabırsızlanıyorum!" diye heyecanla zıpladı. Thomas adında, trenleri ve bulmacaları seven, her şeyin nasıl çalıştığını merak eden bir çocuk ise, bulmacalar çözerek günün gizemini ortaya çıkarmaya çalışıyordu. Herkesin heyecanı doruktaydı.
Zoggy, odasında şekilden şekle girerek pratik yapıyordu. "Şimdi bir roket! Vızzzt!" diye bağırarak hızla şekil değiştirdi. Bearon, çay partisi için en iyi çayları seçerken, Wobble ise su altındaki odasında yeni dans hareketleri öğretiyordu. "Bir, iki, üç… Bacakları sallayın!" diye neşeyle bağırıyordu.
Derken, şatoda garip bir duyuru yankılandı. "Duyuru! Spor günü tehlikede olabilir!" Bu duyuru, herkesi telaşlandırdı. Kral Bearon, "Bir şeyler ters gidiyor gibi duruyor," dedi endişeyle. Thomas hemen harekete geçti. "Sorun neymiş bulmalıyız!" diye bağırdı. Onun zihninde bulmacalar belirmeye başlamıştı.
Thomas ilk ipucunu, şatonun gizli bir odasında buldu. Duvara kazınmış tuhaf semboller vardı. "Bu bir bilmece olmalı!" diye mırıldandı. Zoggy, robotik gözleriyle sembolleri inceledi. "Belki de…" diye düşünürken, şekil değiştirip minik bir dedektif robotuna dönüştü. Bearon, bilgeliğiyle yanlarına geldi. "Birlikte çalışmalıyız çocuklar!" dedi.
Birlikte, sembollerin anlamını araştırmaya başladılar. Thomas, bulmacayı çözmek için harika bir zeka sergiledi. Zoggy, dar geçitlerden geçmek için şekil değiştirdi. Wobble ise, su altındaki labirentlerde, neşeli kahkahalarıyla yolu gösterdi. "Buradan geçmeliyiz!" diye bağırdı, renkli mürekkep ışıkları labirenti aydınlatırken.
Labirentin sonunda, gizli bir odaya ulaştılar. Odaya girdiklerinde, şatonun büyüsünü zayıflatan, gizemli bir cihazla karşılaştılar. Cihaz, spor gününü tamamen iptal etmek üzereydi! "Bunu durdurmalıyız!" diye bağırdı Daniel.
Zoggy, roket şekline dönüşerek, cihazı etkisiz hale getirmeye çalıştı. Thomas, cihazın karmaşık düzeneklerini inceleyerek, nasıl durdurulabileceğine dair ipuçları buldu. Bearon, cihazın yanına giderek, bilgelik dolu sözleriyle onları cesaretlendirdi. Wobble ise, mürekkep dansıyla, cihazın dikkatini dağıttı.
Birlikte çalışarak, cihazı durdurdular! Spor günü kurtulmuştu! Daniel sevinçle koşmaya başladı, diğerleri de onu alkışladı. Spor günü, bekledikleri gibi muhteşemdi. Yarışmalar yapıldı, eğlenildi ve kahkahalar yükseldi. Kimse kazanmadı, herkes birlikte eğlendi. Hepsi birlikte çalışmanın ve arkadaşlığın ne kadar önemli olduğunu öğrenmişti.
O günden sonra, Gökyüzü Şatosu'nda her zaman dostluk, neşe ve eğlence dolu günler yaşandı. Çünkü onlar, birlikte her zorluğun üstesinden gelebileceklerini kanıtlamışlardı.