Karla kaplı, şirin bir köyde, Tiko adında, yaprak şapkalı, orman kaşifi bir kaplan yaşarmış. Tiko, yeşil gözleri ve meraklı bakışlarıyla, her gün yeni maceralara atılmaya hevesliymiş. En büyük hayali, 'Kayıp Işıltı Taşı'nı bulmakmış. Bu taşın, güneşin ışığı gibi parladığı ve etrafına neşe saçtığı söylenirmiş. Tiko'nun cebinde, ruh haline göre rotasını değiştiren büyülü bir hazine haritası varmış.
Bir gün, köyün üzerine yumuşacık kar taneleri yağmaya başlamış. Hava kararmaya yüz tutarken, ay gökyüzünde parlamış ve Tiko, odasının penceresinden dışarıyı seyrediyormuş. Kar taneleri, rüzgarla dans eder gibi süzülürken, Tiko'ya fısıldıyormuş gibi gelmiş. Sanki onlara özel bir sır fısıldanıyormuş. Nisha, ay ışığına hayran kalmış ve odasında ninni dinliyormuş. Tiko, biraz sonra başlayacak yolculuğuna hazırlanırken, yanına eğlenceli şekilli kayalarını ve futbol topunu almış. Haritası, Tiko'nun heyecanına göre değişerek, onu bir ormana doğru yönlendiriyormuş.
Tiko, haritasını takip ederek, karlarla kaplı, büyülü bir ormana ulaşmış. Orman, ilk bakışta ürkütücü görünse de, Tiko cesaretini hiç kaybetmemiş. Ormanın derinliklerine doğru ilerlerken, harita bir anda değişmiş ve korkunç bir canavar göstermiş. Ama Tiko, korkuya kapılmak yerine gülmüş ve haritanın sadece onu sınadığını anlamış. Tiko, tıpkı ormanda, dallar üzerinde sallanmasına yardımcı olan asmaları dinler gibi, haritasının ipuçlarını dinlemiş. Ormanda yaşayan, parıldayan kar perileriyle karşılaşmış. Bu periler, tıpkı Aurora'nın hayalindeki prensesler gibi parıldayan elbiseler giymişler ve Tiko'ya yol göstermeye başlamışlar. Tiko'ya, haritanın doğru yolu gösterdiğini ve 'Işıltı Taşı'na giden yolun, gerçek güzelliğin ve neşenin kalbinde yattığını anlatmışlar. Nisha, ay masallarını dinlerken, Tiko'nun şarkısını, bir ninni gibi fısıldamış. Tiko, Andres'i özlemiş, onunla birlikte dışarıda oyun oynamayı hayal etmiş. Ormanın derinliklerine indikçe hava kararmış ve orman daha gizemli bir hal almış. Tiko, kar perilerinin yardımıyla zorlu bir engeli aşmış.
Sonunda, haritanın son ipuçlarını takip ederek, Işıltı Taşı'na ulaşmış. Ama taşı bulduğunda şaşırmış, çünkü taşın parıltısı sadece dış görünüşünde değil, Tiko'nun içindeki neşeyle de parlıyormuş. Tiko, taşı eline aldığında, bir zamanlar futbol oynadığı ve eğlendiği o güzel çayırların anılarını düşünmüş. Ormanda bir futbol direği belirmiş ve kar perileriyle oyun oynamış. Işıltı Taşı'nın büyüsü sayesinde, yolculuğunun amacını anlamış. Gerçek hazine, dışarıda değil, içindeymiş. Mutlu bir şekilde köye dönmüş ve kar taneleri hala fısıldamaktaymış. Köyün üzerine dolunay parlarken, Tiko'nun kalbi sevgiyle dolmuş. Yaprak şapkalı kaplan Tiko, hazine haritasıyla yeni maceralara yelken açmaya devam edecekmiş. Çünkü macera hiç bitmezmiş!